Ergenekon Davası

ANSIKLOPEDI

4/22/20252 min read

Ergenekon Davası Nedir?
Ergenekon Davası Nedir?

Ergenekon Davası, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hukuk görünümlü en ağır siyasi operasyonlardan biri olarak kayda geçmiştir. 2007 yılında başlayan ve yaklaşık on iki yıl süren bu davalar zinciri, Cumhuriyet’in kurucu ilkelerini ve özellikle laiklik ilkesini kararlılıkla savunan asker, akademisyen, gazeteci ve aydınlara karşı yürütülmüştür. Dava süreci, yalnızca bireylerin değil; Türkiye’deki Kemalist devlet aklının, kurumsal olarak hedef alındığı çok yönlü bir tasfiye planının parçasıdır.

Dava, Haziran 2007’de İstanbul Ümraniye’de bir gecekonduda bulunduğu iddia edilen el bombalarıyla başlatılmış; ardından, Ergenekon adlı silahlı bir terör örgütünün “devleti yıkmaya teşebbüs ettiği” iddiasıyla genişletilmiştir. Bu süreçte aralarında emekli orgeneraller, akademisyenler, üniversite rektörleri, yazarlar, gazeteciler, sivil toplum temsilcileri gibi birçok Cumhuriyetçi ismin bulunduğu yüzlerce kişi, delil niteliği taşıması tartışmalı belgelerle tutuklanmıştır.

Davanın asıl hedefi, AKP iktidarına karşı çıkabilecek birikimli, yurtsever ve laik kadroların etkisizleştirilmesidir. Özellikle TSK içinde Atatürkçü çizgide duran unsurların yargı sopasıyla sindirilmesi; Silivri Cezaevi’nin, birer “laik cumhuriyetçi hapishanesine” dönüşmesi, Türkiye’nin demokratik tarihine kara bir leke olarak geçmiştir.

Yargı süreci boyunca birçok usulsüzlük yapılmış; uydurma dijital belgeler, sahte CD’ler, virüsle yüklenen dosyalar gibi yöntemlerle delil üretildiği zamanla bağımsız bilirkişi raporlarıyla da belgelenmiştir. Buna karşın, dönemin özel yetkili mahkemeleri bu sahte delilleri esas alarak onlarca kişiyi mahkûm etmiştir. Balyoz ve Ergenekon gibi davalarla, TSK’nın Cumhuriyet’e bağlı kadroları sistemli şekilde tasfiye edilmiştir.

Bu süreçte etkin rol oynayan hâkim ve savcıların büyük kısmının, FETÖ yapılanmasıyla organik bağları olduğu 15 Temmuz 2016 sonrasında açığa çıkmış; bizzat devletin resmi kurumları tarafından da bu davaların kumpas olduğu açıkça ilan edilmiştir. Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 2019 yılında Ergenekon Davası’nda yargılanan tüm sanıklar hakkında verilen kararları bozmuş, davanın içi boş, siyasi bir operasyon olduğu hukukî olarak da tescillenmiştir.

Ergenekon Davası, Türkiye’nin bağımsızlıkçı, anti-emperyalist ve Atatürkçü damarına açılmış topyekûn bir savaş olarak değerlendirilmelidir. Bu süreçte hedef alınanlar yalnızca bireyler değil; Türkiye Cumhuriyeti’nin çağdaşlaşma ideali, ordusu ve entelektüel aklıdır.

Bugün bile Ergenekon süreci, Türkiye’de yargının siyasallaşmasının, emperyal çıkarların içerideki uzantılarla nasıl ittifak kurabileceğinin ve halkın gözünde meşru olanın nasıl kriminalize edilebileceğinin çarpıcı bir örneği olarak hafızalardaki yerini korumaktadır.